Sayfalar

27 Aralık 2009 Pazar

HERKİZ MAHALLESİ

Mahallemizin en büyük özelliği, tren yolu ile şehirden ayrılmış olmasıdır. Bizde bu nedenle şehirden ayrılıyorduk. İşte biz o mahallede komşularımızla akraba gibiydik. Herkes birbirini korur, kimse kimsenin açığını yakalamaya çalışmaz. Ne yapılacaksa birlikte yapılırdı. Komşuluk ilişkisini aklıma gelip yazdıkça sizlerde daha iyi anlayacaksınız. Aaa bakın aklıma ne geldi. Bizim hemen bitişik komşumuz Nursel abla öğretmen okulunu bitirip tayini YAVRU KÖYÜne çıkınca Nursel ablayı görev yerine Selim Abim, Sedat Abim Cengiz mahallenin gençleri götürmüşlerdi. Nursel ablanın teyzesi Selime hanım teyze vardı, erkek terzisi. Mahallenin gençlerine tavla oynamayı o öğretmişti. Hergün akşam üzeri bizim kapının önünde toplanıp gençler ve Selime hanım teyze tavla oynarlardı. Bende onlardan öğrenmiştim erkek tavlasını. Hıdırellez, 1 Mayıs olduğunda veya yazın, bütün komşular birgün önceden hazırlanılır Yenice veya Ziyere'ye gidilirdi. Gitmeden babaannem annem, Zafer'in babaannesi İsmet hanım teyze, Ahmet Tarhan'ın annesi Didar teyze, Cengiz'in annesi Gülsüm teyze ne yapacaklarını karalaştırılardı. Nerde? böyle bir paylaşım ruhu. İnsanlar şimdi kardeşiyle paylaşmıyor ki komşusuyla paylaşsın. Bakla dolması mutlaka yapılır ve bir tanesinin içerisine kömür parçası koyarlardı. Kime çıkarsa dileği olur derlerdi. İnanın anlatırken o günleri yaşıyor gibiyim. Herkesin kapısı ardına kadar açıktır. Girdiği kapıya evin sahibinin ismiyle bağırarak girmesi yeterdi. Mesela Cengiz'ablası Serpil bize gelirken anneme EMİNE YENGEEEdiye bağırarak gelirdi. (Annemle herşeyini paylaşırdı) İsmihan, Ahmet Abi, Necmi Abi, Hadiye abla  sanki halamın dayımınamcamın kızı yada oğlu gibilerdi. Annemler Ankara'ya gitmişdi benimde sınavlarım vardı. İsmihanlarda kalmıştım. Ama ne muhabbetdi. DOSTLUĞU GÖRMEYİNCE DOSTLUK NEDİR BİLMİYOR İNSANLAR....

Dostlara merhaba,


MERHABA SİZLERE,
Hayatın çok kısa olduğunu hepimiz biliyoruz. Bilmemize rağmen hiç ölmeyecekmişiz gibi koşturuyoruz. Zaman hiçbirimize yetmiyor. Hergün akşam yatarken yarının programını yapıyor sabah oluncada, o programı uygulamak için koşturmaya başlıyoruz. Koşarken arada bir durup etrafımıza bir bakıp eşimiz dostumuz ne yapıyor onlarda koşabiliyor mu? yoksa birilerine ihtiyaçları var mı? Yani sadece kendimizi değil etrafımızdakileride görmemiz gerekir.
Hepimizin kimseyle paylaşmadığı özelleri vardır. O özeller bazan mutluluk veren özeller bazanda bizi mutsuz eden özellerdir. İşte bizi mutsuz eden özeller zaman zaman bizim psikolojik dengemizi bozuyor, bazanda başka organlarımızı tahrip ediyor. Oysa kimseyle paylaşamadığımız dediğimiz özellerimizide paylaşabileceğimiz yakınlarımız vardır. Paylaşırsak dertlerimizin azalacağını, sevinçlerimizin çoğalacağını bilen kişiler olarak paylaşmayı öğrensek öğrenmeye çalışsak rahatlayıp daha mutlu insanlar olacağınızdan emin olun. Ben bu konuda uzman değilim ama yılların tecrübesi ve büyüklerin tavsiyesi bir kez daha bu düşünceyi birbirimize hatırlatma ihtiyacını doğuruyor. Paylaşan insan rahat insan, güler yüzlü insan, hoşgörülü insan empati yapabilen insan oluyor. Artık toplumun güler yüzlü insanlara ihtiyacı var biliyorsunuz. Gülmek ne kadar güzel bir şeydir. Hayat çok kısa lütfen hoşgörülü güler yüzlü insanlar olalım. Hayatta insanlardan en çok istediğim şey ne para ne pul sadece GÜLERYÜZ VE HOŞGÖRÜ olmuştur. Mutlu olabilmenin kurallarının başında SEVMEK, HOŞGÖRÜLÜ OLMAK MUTLULUĞUNU GÜLER YÜZLE etrafa yansıtmak geliyor. Yaşam çok kısa hiç k
Size sevdiklerinizle sağlıklı mutlu nice yıllar diliyorum. DOSTELİ

26 Aralık 2009 Cumartesi

DOĞUM GÜNÜM İÇİN YAZILMIŞ

bir limonun gölgesinde
güneş düştümü üstüne
yeşil bir nur gibi
hayatın tadına vardınmı o an
ekşi ve buruk bir limon gibi
yılları süz bakalım bir bardağa
doldur buzlarıda içine
bir kaç damla da limon
iç bakalım şerefine
geçen yılların BACANAK


Mahalle arkadaşım anlayacağınız çocukluk arkadaşım Şimşek Acar doğum günüm için hediye olarak bu şiiri yazmış. Aldığım en büyk hediye benim için. Yıllardır görmediğim haberleşmediğim arkadaşımlarımı facebook sayesinde buldum. Komşu çocukları Tülay-Haluk-Haldun kardeşler,Buket , Zafer,Şimşek... Herbirinin yeri başka, herbirisiyle yaşadığım anılar başka. Yalnız ortak olan birtek şey var, o da bana hepsinin bana AMASYA'yı hatırlatıyor olması. Yaşadığımız mahallenin adı Nergiz mahallesi. Halk arasında Herkiz mahallesi diye söylenir. Mahallemizin önünden geçen demiryolu mahallemizi şehirden ayırırdı. Tabii bizleri de. Bizler mahalleye girdikten sonra evimize gelmiş olurduk sanki. Çünki herkes birbirini tanır ve bir yabancı geçse kimsin ne arıyorsun diye hesabı sorulurdu. Bizde bu sayede rahat rahat oyun oynar arkadaşlık ederdik. Herkes kardeşdi birbiriyle. Okuldan gelir gelmez ekmeklerimize kuşburnu pekmezi sürer sokağa fırlardık. Bizden büyükler yakan top oynardı. Zuhal abla, Şule abla, Selim abim, Ahmet abi(rahmetli oldu) takımın as oyuncularıydı. Bizlerde kaçan topları yakalardık. Hele kışın yukarı mahallede kızak kaymak ne büyük keyifdi. Akşamları saklanbaç, delidoktor oynardık. Hiçbirşey yapamazsak bizim kapının önünde yada Zaferlerin apartmanının önüne sohbet ederdik. Kaldığım yerden yne devam edeceğim. Şimdilik iyi geceler....

BIRAKIN GİTSİN

Eğer "AŞK" bittiyse;- Ağlamayın,- Öc almaya çalışmayın, - Resim, hediye, mektup, mesaj, Vs... Ona dair hiç birşey bırakmayın, - Kendinize dönün, yalnızlığınızı sevin ve onu yaşayın... "Dağlar Ayağınıza Gelirken, Taşlara Yalvarmayın..."

Aşk için yazdığım bu cümleler sadece AŞK için düşünülmemeli bence. Birşey bittiyse bitmiştir. Ancak ''o birşeyin'' bittiğine beynimiz karar veriyor. İşte bizim yapacağımız beynimizin kontrolünü ele almak. Akılcı davranarak gidene dur dememek gerekir. ''BIRAKIN GİTSİN'' Belki sizin için aydınlık bir gelecek hazırlıyordur yeni bir sayfa açıyordur. Çoğunlukla insanlar, hayatına başladığı işiyle eşiyle bir ömür geçirir. Bazende hayatının bir döneminde değişikliği gerektiren sorunlar yaşanmaya başlar. İşinizle, eşinizle arkadaşınızla sorun yaşamaya başladıysanız BIRAKIN GİTSİN. Bu fırsattır sizin için. İyi düşünün beyninize hükmedin. Doğruyu bulmasına yardımcı olun. Çünki böyle bir fırsat herkesin eline geçmez. Eşinizi bırakıp yeni bir yuva kurmak, işi kapatıp yeni bir iş kurmak sizin kararınızla hemen alınacak kararlar değildir. Eğer birşey bittiyse ''BIRAKIN GİTSİN''